Elon Musk ’ın Starlink Uyduları hakkında bilgileri bu yazımızdan öğrenebilirsiniz. Gökyüzünde sıralı bir şekilde hareket ettiği görüldüğünde, insanların heyecanlanıp UFO’ya benzetmesine yol açan ışıklar aslında, Elon Musk’ın kurucusu ve CEO’su olduğu uzay taşımacılık şirketi olan SpaceX’in Starlink uydularıydı.

Türkiye’de birçok kentimizin semalarından da gözlemlenen bu “uydu treni”nin, ilk gönderimi 22 Şubat 2018 tarihinde California, Vanderberg Hava Kuvvetleri Üssü’nden gerçekleştirildi. Tintin A ve Tintin B adı verilen demo amaçlı bu iki uydu dünya’ya sinyallerini sorunsuz bir şekilde göndermeyi başardı.

Nedir Bu Starlink Uyduları?

Starlink uydularının amacı, Dünya’nın heryerine eşit bir şekilde daha hızlı ve daha ucuz internet erişimi sağlamak. Yani ister denizin ortasında olun, ister bir dağ başında ya da ormanın derinliklerinde… Nerede olduğunuz farketmeksizin her yerde internet erişimi tasarlanıyor. İlk bakışta çok çılgın ve imkansız bir projeymiş gibi görünsede SpaceX’in CEO’su bu konuda oldukça iddialı. SpaceX, oldukça maliyetli olan bu projeyi hayata geçirmek için  ilk adımını 2015 yılında attı ve 2017 yılında gerekli izinleri alarak bunun için büyük bir yol katetti. 2018 yılındaki başarılı denemeden sonra seri bir şekilde her ay 60 ila 120 adet uydu gönderilmesi planlandı ve bu süreç 24 Mayıs 2019 tarihinde başladı. Önümüzdeki 10 yıl her ay gönderilecek olan Starlink uydularında nihai hedef, tüm dünya’nın etrafını sarmış olarak 42.000 adet uydu. Bu tabiki de uzun bir zaman alacak bir hedef. İlk etapta hızlı ve verimli bir şekilde çalışabilmesi için 12.000, ardından 30.000 adet daha gönderilmesi planlanıyor.

12

Dünya’dan uzaya gönderilen ilk araçtan itibaren şimdiye kadar yaklaşık 10.000 adet uydunun gönderilmiş olması, Elon Musk’ın bu çılgın projesini daha da heyecan verici ve önemli bir hale getiriyor. Proje tamamlandığında dünya yörüngesinde bugünkünün yaklaşık 20 katı daha fazla uydu olacak.

Elon Musk ın Starlink Uydularının Özellikleri Nelerdir?

Elon Musk in Starlink uydularının her birinin ağırlığı 260 kg ve bir masa büyüklüğündedir. Üzerlerinde hem kendi aralarında hem de dünya ile bağlantı kurmalarını sağlayan 4 adet anten bulunmaktadır. Enerjisini yine üzerlerinde bulunan güneş panellerinden elde eden bu uydular, iyon motorlarının gücüyle hareket edebiliyor ve manevra yapabiliyor. Aynı zamanda Starlink uyduları, uzay araçlarında ilk defa kripton yakıtı kullanma özelliğine de sahip. Tüm uydularda, uzayda diğer araçlarla çarpışmalarını önleyecek “Otomatik Çarpışma Önleyici” de bulunuyor. Her seferinde çok katlı bir bina gibi uzaya gönderilen bu uydular yavaş yavaş çözülüp yörünge yolculuğuna başlıyorlar.

Bu proje oldukça maliyetli olmasıyla da dikkati çekiyor. Bir uydunun toplam maliyeti 300.000 dolar. Yani gönderilen her 60 adetlik filonun maliyeti 18.000.000 doları buluyor. Tabi buna Falcon 9 roketiyle gönderildiğini de üstüne eklersek her defasında 68.000.000 dolarlık bir maliyete sahip oluyor. Dünya’nın en hızlı interneti olma hedefindeki bu uyduların, 550 km yükseklikte bulunması sayesinde 62.7 ms gecikme yaşanan fiberoptik kablo hattından daha hızlı olması bekleniyor. Bu gecikmeyi öncelikle 43 ms, sonrasında ise 35 ms nin altına düşürmesi planlanıyor. Dünya’nın en hızlı interneti demek aynı zamanda dünya’nın en pahalı interneti gibi algılanabilecek olsa da aslında daha ucuza sunmakta bir diğer hedefler arasında. Hatta ücretsiz bile olması söz konusu…

Anlaşılıyor ki bu çılgın proje hayata geçtiğinde şu anda kullandığımızdan daha hızlı internet bağlantısını daha ucuza kullanabileceğiz. Bu sayede hayatımızın her alanına giren dijital dünyada işlerimizin kolaylaşmasını sağlayacak. Gelişen teknolojiyle beraber çok daha farklı imkanlar elde etme imkanı sunması da olası. Hayatımza neler katacağını bekleyip göreceğiz…