Çocuğunuzun ekran süresini nasıl yönetebilir ve bunu verimli hale getirebiliriz?
Araştırmacıların ve çocuk hakları savunucularının iPad’ler, FaceTime ve SnapChat çağında cevaplamak istedikleri türden sorulardır. Çoğumuzun duyduğu gibi, çocukların dijital medya maruziyeti hiç olmadığı kadar yüksek. Bazı araştırmalara göre çocuklar artık günde yaklaşık 7 saatlerini televizyon, video oyunları ve YouTube gibi pasif ekran süresine harcıyorlar.
4 yaşındaki bir çocuğun sabahları uyandığında ilk söylediği şeylerden biri: “telefon veya tablet istiyorum.” Ne yazık ki bu, bir peluş oyuncak talebi değil, online oyunlara veya uygulamalara erişmek istemesi demek. İdeal bir dünyada, çocuğunuzun oyuncaklarıyla oynamasını, kitap okumasını veya odasını temizlemesini isteriz. Ancak teknoloji bize değerli dakikalar kazandırıyor. Üstelik hepimiz duşumuzu alabiliyor, giyinebiliyor ve kahvaltımızı yapabiliyoruz, çocuğumuzun kitaplıklara tırmanması, halıya çizim yapması veya daha kötüsünden endişelenmemize gerek kalmıyor.
Peki, ailemizin geri kalanı için bu kadar faydalı olan bir şey gerçekten çocuklarımıza zarar verebilir mi?
Dijital tüketimin çocuklarımızı nasıl etkilediğine dair araştırmalar endişe verici. Çocukların teknoloji bağımlılığı klasik bağımlılık tanımına uyuyor mu henüz kesinleşmiş değil, ancak birçok insan kendini bağımlı hissediyor. 2016 yılında yapılan bir ankete göre, ergenlerin yarısından fazlası mobil cihazlarına bağımlı olduklarını, %28’i ise ebeveynlerinin de bağımlı olduğunu belirtiyor.
Stony Brook Üniversitesi Hastanesi’nden Dr. Delaney Ruston, bir çocuğun bir iPad veya başka bir ekran türüne daldığında beyninde dopamin adlı bir hormonun salındığını ve bunun o kadar ödüllendirici olduğunu belirtiyor ki çocuklar bunu daha fazla istiyor. Ve bu yüksek derecede uyarıcı ekranlarda olmadıklarında gerçekten huzursuz olabiliyorlar. Ayrıca, çok fazla ekran süresinin çocuğunuzun duygusal ve iletişim becerilerinin gelişimini etkileyebileceğini gösteren birkaç çalışma var.
Peki biz ebeveynler ve eğitimciler olarak ne yapmalıyız?
Çocuğunuzun Ekran Süresini Sağlıklı Hale Getirmenin 5 Yolu
1. Ekran Süresine Sınır Koyun
Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) güncellenmiş yönergelerle şu önerilerde bulunuyor:
- 18 aya kadar bebekler: Sadece video sohbet (örneğin, seyahat eden bir ebeveynle veya uzakta yaşayan bir akraba ile).
- 18-24 ay arası küçük çocuklar: Yüksek kaliteli, eğitici programlama ve bunu çocukla birlikte izleyin.
- 2-5 yaş arası okul öncesi çocuklar: Günde en fazla bir saat yüksek kaliteli programlama.
- 6 yaş ve üzeri çocuklar: Ebeveynler tarafından belirlenen zaman sınırları. Ebeveynler, medyanın zamanının uyku, fiziksel aktivite ve diğer sağlığa önemli davranışların yerine geçmemesini sağlamalıdır.
İşte aileler için bazı pratik öneriler:
- Belirli günlerde veya günün belirli saatlerinde ekranları yasaklayın.
- Yatak odalarını ekranlardan arındırın.
- Yemek saatlerinde cihaz kullanma yasağı koyun.
- Ekran süresini, işlerin tamamlanması, ödevlerin bitirilmesi veya iyi notlar alınması gibi başarılar için ödül olarak kullanın.
Otomasyon Çözümleri
Favori aboneliklerimden biri olan Screentime Labs, çocuklarınızın tablet ve akıllı telefonlarındaki ekran süresini otomatikleştirebilir. Bu tür bir çözümle belirli uygulamalar için yatma ve okul zamanı kısıtlamaları ayarlayabilir, çocuğunuzun cihazını duraklatabilir veya bonus süre verebilir ve çocukların yapmasını veya öğrenmesini istediğiniz şeylerin eğlenceli kontrol listelerini oluşturabilirsiniz. Bu çözüm, 14 günlük ücretsiz deneme süresi ile birlikte aylık yaklaşık 3,33 dolarlık makul abonelikler sunmaktadır.
2. Sadece Eğitici Ekran Süresi İçin Zaman Belirleyin
Tüm ekran süreleri eşit yaratılmamıştır. Common Sense Census: Media Use by Tweens and Teens raporu, dijital tüketimi şu şekilde sınıflandırmıştır:
- Pasif tüketim: Televizyon izleme, okuma veya müzik dinleme
- Etkileşimli tüketim: Dijital oyunlar oynama ve web’de gezinme
- İletişim: Video sohbet ve sosyal medya kullanımı
- İçerik oluşturma: Bilgisayar programlama, dijital sanat yaratma veya müzik yapma
Sesame Workshop ile bağlantılı olan kar amacı gütmeyen araştırma enstitüsü Joan Ganz Cooney Center’dan yapılan araştırmaya göre, çocukların ekran başında geçirdikleri sürenin yarısından azı eğitici materyalle etkileşimde geçmektedir.
Çocuklarınızı teknoloji tüketicisi olmaktan çıkarıp içerik oluşturucu olmaya teşvik etmek, ekran süresini verimli hale getirmenin iyi bir yoludur. Bilgisayar kodlama, 3D modelleme veya dijital müzik üretimi, çocuğunuzun ilgilerini olumlu yollarla geliştirmek için harika yöntemlerdir. Çocuğunuzun bilgisayar programlama kurslarından yemek yapma kurslarına, YouTube video üretim kurslarına kadar çeşitli konularda çevrimiçi kurslar almasını teşvik edebilirsiniz.
3. Çocuğunuzun Ekran Süresine Katılın
AAP, 6 yaş altındaki çocuklar için ekran süresine ebeveynlerin katılımını ve etkinlik sırasında çocukla iletişim kurmasını önermektedir.
Çocuğunuzla izlediğiniz veya tükettiğiniz şeyler hakkında iletişim kurarak, onlara ne izlediklerini ve bunun çevrelerindeki dünya ile nasıl ilişkili olduğunu açıklayabilirsiniz. Çocuğunuz büyüdükçe bile, ekran süresi etkinliklerine birlikte katılmak eğlenceli ve faydalı olabilir. Örneğin, birçok ebeveyn, çocuklarıyla birlikte çevrimiçi kodlama kurslarına katılmakta ve bu da beceri gelişimine ve çocukla bağ kurma anlarına yol açmaktadır.
4. Çocuklarınızın Ekran Süresi Öncesi, Sırası ve Sonrasındaki Davranışlarını İzleyin
Çocuklarınızın dijital medya tüketimi öncesi, sırası ve sonrasında nasıl davrandığına dikkat etmek kritik öneme sahiptir.
Yaşa uygun, yüksek kaliteli medya ile ilgileniyorlarsa, davranışları iyiyse ve ekran süresi dengeli sağlıklı ekran dışı aktivitelerle dengeleniyorsa, endişelenmenize gerek yoktur. Ancak, çocuğunuzun uzaklaştığını, dalgınlaştığını, sinirlendiğini veya normal olmayan başka bir duygusal duruma geçtiğini fark ederseniz, harekete geçmek iyi bir fikir olabilir.
5. Çocuklarınızla Çevrimiçi Güvenlik Konusunda Konuşun
İnternet, çocuklar için birçok harika eğitim ve eğlence fırsatı sunar, ancak aynı zamanda hepimizi gece uykusuz bırakacak bir karanlık tarafı da vardır.
Sosyal medya kullanan çocukların %90’ı sosyal medyada kaba davranışlara tanık olmuştur ve %35’i bunu düzenli olarak gördüğünü belirtmiştir.
Çocukların %58’i çevrimiçi fotoğraf ve kişisel bilgi paylaşımında sorun görmüyor. Hepimiz gözetimsiz ekran süresinin nereye varabileceğini hayal edebiliriz.
Şimdi çocuklarınızla sürekli bir diyalog başlatarak, internet konusunda çocuklarınızın davranışlarını etkileyebilirsiniz. Çocuklarının çevrimiçi ortamda ne yaptığını iyi bilen ebeveynler, çocuklarını koruma konusunda daha iyi bir konumda olurlar. Uygunsuz davranışların veya yabancılar tarafından yaklaşıldıklarında ebeveynlerine bildirme olasılığı daha yüksek olacaktır.
Ayrıca Okuyun: